marmaris avukat marmaris avukat more isitme
velayetin-degistirilmesi-davasi

VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASI

 

Makalemizde, velayetin değiştirilmesi davası için başvurulması gereken bir hukuki yol olan velayet davasını anlatacağız. Ancak önemle belirtmeliyiz ki, bu davayı mutlaka bir avukat takip etmelidir.

Velayetin değiştirilmesi davası çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Kanunen reşit olmayan çocukların doğumundan reşit olana kadar olduğu dönem içerisinde çocuğun anne ve baba tarafından bakılması, eğitimi, korunması, yetiştirilmesi, sahip olduğu hakları, mallarının yönetilmesine kadar hepsine velayet denilmektedir.

TMK m.335 hükmü uyarınca “Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar.

Velayet davası; çocuğun velayeti kendisinde olmayan eşin diğer eşe karşı açtığı bir aile hukuku davası türüdür.

Velâyet hakkı kural olarak birbiriyle evli ana ve babaya aittir. Buna ilişkin özellikle boşanma halinde ortaya çıkan en önemli meselelerden biri, velâyetin kime ait olacağının belirlenmesidir. Bu belirlendikten sonra ise yeni olgular meydana gelebilir. Meselâ, ana veya baba başkasıyla evlenebilir, başka bir yere gidebilir, ölebilir veya kişisel ilişki düzenlemesini yerine getirmeyebilir. İşte, böyle bir durumda hâkim boşanma hükmü kapsamında çocukla ilgili olarak velâyet, kişisel ilişki ve iştirak nafakası bakımından değişen şartlara uydurma yetkisine sahiptir. Böylece, velâyetin kendisine bırakıldığı kimsenin değiştirilmesi mümkündür.

TMK m. 324/3 hükmü uyarınca; “Velayet kendisine bırakılan ana veya baba, kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerini yerine getirmezse çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayet değiştirilebilir.

VELAYETİN KİMDE KALACAĞININ BELİRLENMESİNDE YAŞIN ETKİSİ

Mahkeme tarafından, boşanma davası esnasında çocuğun velayetinin hangi tarafta kalacağı belirlenirken çocuğun üstün yararı gözeterek karar verilmektedir.

Velayete konu çocuk 5 yaşından küçük ise, anne bakımına muhtaç olan bir çocuk tan söz edilmektir. Bu nedenle mahkemece (çocuğun üstün yararı aksini kati surette zorunlu kılmadıkça) genellikle bu yaş aralığındaki çocukların velayeti anneye verilmektedir.

Velayete konu çocuk 5 yaşından büyük ise, yani çocuk okul çağında ise, mahkemece çocuğun yararına ve durumun şartlarına göre bir değerlendirmede bulunulacaktır. Okul çağında olan çocuğun hangi okula gittiği, gittiği okulun hangi ebeveynin oturduğu yere yakın olduğu, hangi ebeveynin çocuklarının dersine yardımcı olduğu ve onunla yakınen ilgilendiği ve bunun dışında gelişebilecek tüm hususlarda çocuğun üstün yararı da gözetilerek birk arar verilecektir.

 

VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ NEDENLERİ NELERDİR?

TMK m. 183’te velayetin değiştirilmesi sebepleri sınırlı olmamak üzere sayılmıştır. Anılan madde hükmüne göre velayet; ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde değiştirilebilir.

Madde metninden de anlaşılacağı üzere belirtilen nedenler sınırlı olarak sayılmamıştır. Bu nedenlerin dışında başka velayetin değiştirilmesini gerektiren başka bir durumun ortaya çıkması halinde de velayetin değiştirilmesine karar verilebilir.

Velâyetin değiştirilmesi için ortaya çıkan yeni bir olgunun çıkması gerekmektedir. Ancak daha önemlisi çocuğun üstün menfaatinin bunu gerekli kılmasıdır. Zira böyle bir istem bakımından esas belirleyici olan çocuğun üstün menfaatinin bulunmasıdır.

Daha sonradan değişiklik isteminde bulunan tarafın, boşanma davasında çocuğun velâyetini istememiş olması, yeni bir durumun varlığı halinde sonradan velayetin değiştirilmesini talep etmesine engel teşkil etmemektedir. Yeni bir durumun gerçekleştiğini ispat yükü ise, onu iddia eden tarafa düşecektir. Örneğin başkasıyla (yeniden) evlenen anne ya da baba, velâyetten doğan yükümlülüklerini ihmal ederse ve çocuğun üstün yararı bunu gerekli kılarsa velâyetin değiştirilmesine karar verilmelidir.

Ancak velâyetin değiştirilmesini zorunlu kılan yeni bir durum meydana gelmemişse, velâyetin değiştirilmesine yönelik talep reddedilecektir. Yargıtay’a göre, velâyet hakkına sahip olan tarafın görevini gereği gibi yerine getirmediği, çocuğa yeterli ilgi göstermediği ve ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsakladığı ispatlanamazsa, söz konusu istemin reddi gerekmektedir.

 

velayetin-degistirilmesi-davasi
 

VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASI NEREDE AÇILACAKTIR?

Velayetin değiştirilmesi davasında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir.

Velayetin değiştirilmesi davasında yetkili mahkeme ise kesin yetkili olmamakla birlikte, genel yetkili mahkeme olan davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Ayrıca Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 14.01.2014 tarihli 2014/26169 Karar numaralı kararında davacının yerleşim yeri mahkemesinde bu davayı açabileceği belirtilmiştir. Bu itibarla, davacının kendi oturduğu yer mahkemesinden de velâyetin değiştirilmesi istenebilecektir.

VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASI BİR SÜREYE TABİİ MİDİR?

Velayet altındaki çocuğun menfaatine aykırı bir durum olması halinde herhangi bir süreye tabi olmaksızın dava açılabilmektedir.

Sizler de velayetin değiştirilmesi, ortak velayetin kaldırılması davası açmak istiyorsanız bizlerle iletişime geçebilirsiniz.

 

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ’NİN 2020/6360 E. 2021/431 K. SAYILI, 20.01.2021 TARİHLİ KARARI;

ÖZET : Dava, velayet istemine ilişkindir. Davada, alınan sosyal inceleme raporunda, çocukların anne yanında kalmalarının fiziksel, sosyal, kültürel ve psikolojik gelişimlerini olumsuz etkileyeceği hususu ispatlanmamış olup, duruşmada dinlenen ortak çocukların da velayet hususunda ebeveynleri arasında seçim yapmak istemedikleri anlaşılmaktadır.

Davalı-karşı davacı babanın ise kendisine yeni bir aile düzeni kurmuş olması ve çocukların alıştıkları çevreden ayrılmaması ilkeleri bir arada değerlendirildiğinde ortak çocuklar H. ve A. E.’nin velayetlerinin davacı-karşı davalı anneye verilmesi gerekir. Mahkemece, yanılgılı değerlendirmelerle davalı-karşı davacı babaya verilmesi hatalı olup kararın bozulması gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-)Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar veren makamındaki kişinin de aynı yönde karar vermesi gerekir; yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır.

Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesiyle Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nin 3 ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir.

Dosya incelendiğinde, davanın açıldığı 02.12.2013 tarihinden itibaren yargılama süreci boyunca tarafların ortak çocuklarının davacı-karşı davalı anne yanında kaldıkları sabittir. Mahkemece alınan sosyal inceleme raporunda, çocukların anne yanında kalmalarının fiziksel, sosyal, kültürel ve psikolojik gelişimlerini olumsuz etkileyeceği hususu ispatlanmamış olup, duruşmada dinlenen ortak çocukların da velayet hususunda ebeveynleri arasında seçim yapmak istemedikleri anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı babanın ise kendisine yeni bir aile düzeni kurmuş olması ve çocukların alıştıkları çevreden ayrılmaması ilkeleri bir arada değerlendirildiğinde ortak çocuklar H. ve A. E.’nin velayetlerinin davacı-karşı davalı anneye verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmelerle davalı-karşı davacı babaya verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönüyle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, bozma sebep ve şekline göre kişisel ilişki ve iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.01.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sizler de velayetin değiştirilmesi davası ile ilgili bir avukata ihtiyacınız oldığunda bizlerle iletişime geçebilirsiniz.

 

Facebook
WhatsApp
Twitter
LinkedIn
Pinterest

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON EKLENEN YAZILAR
BİZLERİ TAKİP EDİN
Mesaj Gönder
WhatsApp Destek Hattı
WhatsApp Danışmanlık Hattı
Merhaba🙌😊 Size Nasıl yardımcı olabiliriz?
Call Now ButtonHEMEN ARA